30 Haziran 2012 Cumartesi

Hülya Sonugür ve bir mektup

Blogumu takip edenler, Dr. Hülya Sonugür hakkında yazdığım yazıları bilirler. Şu yazı ve şu yazı. Geçen hafta bir mektup aldım. Mektubu yazan benim lise arkadaşım Zeynep. Kendisi aynı zamanda geçen sene kanserden kaybettiğimiz minik Nehir'in halası. Nehir'i hatırlarsınız, az rastlanan bir kanser türüne yakalanmıs, ABD'de tedavi görmüş ancak maalesef bu savaşı daha fazla kaldıramamıştı minik bedeni. İçimizi burkan, çok üzücü bir olaydı gerçekten.
Bu da Nehir için tutulan blogdu: http://nehir-im.blogspot.com

Zeynep, bana aşağıdaki mektubu göndermiş. (Hem halanın hem annenin adı Zeynep. Blogu tutan anne Zeynep.) Mektuptan sonra kendisi ile yazıştık. Onun da izni ile mektubu aynen yayınlıyorum:


Mutlucum merhaba,

Hulya Sonugur un doktorlugu biraktigini duyunca sevincten dogru mu diye bir search atayim dedim ki ilk gozume carpan senin blog yazin oldu...

Kadindan (doktor diyemeyecegim) o kadar iyi bahsetmissin ki sana mail atmak zorunda hissettim.

Yegenim Nehir'i ve hikayesini duymussundur. Sevgili rahmetli Nehirimizin hic bahsetmedigimiz bir kanser baslangici vardir ki saka gibi.

Maalesef cogu insan gibi benim kardesim ve karisi da bu hulya denen kadina inanmislar. Nehir'i rutin olarak ona goturuyorlardi..
2008 Ekimin basinda Nehir yogun karin agrisi ve atesle kivranmaya basladi. Tam bir ay boyunca Nehir'i bu kadina hafta 2-3 defa goturup belki hergun telefonda konusuldu. Kizcagizin karni cok sisti ve sertti. Kadinin yorumu gazdi. Ve abuk sabuk yemek alternatifleri ile zaman gecirdi. Atese de artik ne yorum yapti bilemiyorum. Ama belki en az 5 kez muayene etmistir. Cigerlerini dinledi karnina bakti vesaire. Ekim son haftasi hic unutmam pazartesi gunu yine bu kadin gidildi. Yine yemek degisikligi vesaire. O hafta Nehir'in nefes almakta zorlandigini hissetti annesi babasi ve bbutun israrlarimizla baska bir doktora gitmeye karar verdiler.
O hafta gittikleri doktor Nehirin cigerini dinler dinlemez akcigerinin bir tanesini kullanmadigi ve cigerin bir tanesinin sonmus oldugunu soyledi. (basit bir kulakla dinleme). Ayrica karninda bir sertlik ve sislik oldugunu kesinlikle gazla alakasi olmadigini bir kutle oldugunu ve acil ultrason gerektigini belirtti ki o gun cekilen ultrasonda karninda kavun buyuklugunde (1.5 yasinda bir cocuk ve kavunu hayal et lutfen. Sen bile disaridan bir gariplik hissedersin.) tumor oldugu saptandi.
Nehir'e 4. evrede olan noroblastoma kanseri teshisi kondu. Ne gariptir ki Hulya bu teshisten 3-4 gun evvel muayene ettigi halde ne cigerin sondugunu ne de karnindaki kutleyi farketti.

Ve enteresandir ki bu kadin daha sonra Nehir'in annesini bir kez aradi ve teshisi ogrendi. Sonrada ne bir telefon ne de ziyaret....

Nehir'in durumunda 1 ay kaybetmis olmasi kanserin 2 veya 3 uncu evrede teshis edilebilecekken cok gec teshis edilmesine sebep oldu...

Bu arad yapmadigi asilar daha sonra ki tedavi donemlerinde cok problem oldu. Amerikada ki doktorlardan hala boyle salak doktor varmi yorumu aldi..

Biz ailece onu Allah havale ettik... Ve nitekim saglik bakanligi halletmis...
Kusura bakma boyle yazdim uzun uzun ama bu kadini kimseciklere sikayet etmemenin huzursuzlugunu cok yasadik baska kimlere zarar veriyor diye.

Sevgiler
Zeynep

Bunun dışında Zeynep'in bir yorumu daha var, onu da aynen yayınlıyorum:

"Ailecek üzerinde anlastigimiz konu bu kadinin life coach gibi davranirken esas tip konularini atladigi.... Halbuki yeni bebegi olan veya cocuk yetistiren herkesin oncelikle doktordan bekledigi, onemli tibbi konularda yol gostermesi, bilgisiyle deneyimiyle saglik problemlerini cozmesi. Ama maalesef bu kadin ciddi tip deyince belli ki yetersiz..."

Gerçekten çok acı birşey, kimsenin başına gelmesin inşallah.
Zeynep ve ailesine birkez daha başsağlığı dilerim.Hülya Sonugür ve bir mektup

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder